İRAN’DA MEDYA VE SİYASET

İRAN’DA MEDYA VE SİYASET

Kurumsallaşmış ve ulusal düzeyde örgütlenmiş si- yasal partilerin olmadığı
İran’da medya, gündelik hayatta farklı siyasi görüşlerin ve tepkilerin topluma aksettirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Ne var ki İran’ın adı genellikle medyanın hiç özgür olmadığı ülkeler arasında geçmektedir. Mesela Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler ör- gütünün 2014 yılı raporuna göre İran, basın özgürlüğü açısından dünyada 180 ülke arasından 173. sırada yer almıştır. Bu tür değerlen- dirmelerin isabetli ve yerinde olup olmadığı tartışması bir yana, İran medyasının baskı altında olduğun- dan kimsenin şüphesi yoktur.
Çoğunlukla zannedildiğinin aksine İran medyası üzerindeki baskı, iktidardaki hükümetten
değil, müesses nizamdan, İslam Cumhuriyeti rejiminden kaynak- lanmaktadır. Bu nedenle işbaşın- daki yönetimler değişse de basın özgürlüğü tartışmaları devam et- mektedir. Haziran 2013’te cum- hurbaşkanı seçilen Hasan Ruhani döneminde de bu durum pek de- ğişmemiştir. Zira rejim, medyayı bir taraftan halkın belirli değerler çerçevesinde eğitimi, belirli konu- larda bilgilendirilmesi, hatta bazen siyasete şekil vermek için bir araç olarak görmektedir. Diğer taraftan ‘özgür medya’yı İslam Cumhuri- yeti rejiminin düşmanları tarafın- dan kullanılabilecek potansiyel bir tehlike kaynağı olarak görmekte ve kontrol altında tutmak istemekte-dir.
İslam Cumhuriyeti rejiminde basın özgürlüğü, genel kamu çıkarı
ve İslami prensiplerin gözetilme- si kaydıyla sınırlanmıştır. Basın kanununda ve ceza kanununda düzenlenen ‘devlete karşı propa- ganda’, ‘dini değerlere hakaret’ ve ‘yalan haber yayma’ başlıca basın suçları arasında sayılmaktadır. İlgili kanunlarda belirtilen suçların yanı sıra rejimin yazılı olmayan kırmı- zı çizgileri vardır. Devrimin lide- ri Ayetullah Humeyni ve Rehber Ayetullah Ali Hamanei’ye yönelik eleştiriler ile İslam Cumhuriyeti düzeninin temelini oluşturan vela- yet-i fakih görüşünün ve makamı- nın sorgulanması, rejimin başlıca kırmızı çizgileridir. Bunun yanı sıra İran hükümeti, güvenlik kurumları veya yargı, belirli konularda yayın yapılmasına yasak getirmektedir. Kendisine çizilen sınırlar içerisin- de hareket etmek zorunda kalan
medyanın en büyük sorunu editör- yal bağımsızlık, devlet tarafından belirli konularda getirilen sansür ve basın mensuplarının rejimin kırmızı çizgilerini ihlal etmemek için kendi kendilerini sansürleme- leridir.
Mevcut düzenlemelere göre bütün basın ve yayın organlarının Kültür ve İslami İrşad Bakanlığı bünyesinde çalışan Basın Denetim Kurulu’ndan yayın lisansı alması gerekmektedir. Kültür Bakanı, Yar- gı, Yasama, Kültür Devrimi Yüksek Konseyi, Kum Medreseleri İdare Kurulu temsilcileri ile bir üniversi- te profesöründen oluşan bu kurul, gerekli gördüğü zaman yayın lisan- sını iptal edebilir ve belirli ihlalleri devrim mahkemesine veya basın mahkemesine sevk edebilir.
İran basını devrimin ardından en parlak günlerini 1990’ların son- larında, Muhammed Hatemi’nin cumhurbaşkanlığının ilk dönemin- de yaşamıştır. Gazete ve dergilerin sayısı artmış, bazı gazetelerin tiraj- ları bir milyona yaklaşmıştı. Fakat Mayıs 2000’de Basın Yasası’nda yapılan yeni düzenlemelerin ar- dından çok sayıda gazete ve der- gi çeşitli nedenlerle kapatılmıştır. Medya üzerindeki baskılar Ah- medinejad hükümetleri sırasında da devam etmiştir. Artan baskıya rağmen bu dönemde internetin yaygınlaşması ile birlikte medya organlarının çeşitlendiği görül- mektedir.
Bugün İran’da en etkili medya araçları sayısı 20’ye yaklaşan, basılı ve görsel basına haber hazırlayan, internet üzerinden erişilebilen, çeşitli dillerde yayın yapan haber ajanslarıdır. Ülkenin resmi haber ajansı IRNA’nın tekeli, 1999’da
reformcu hükümeti desteklemek amacıyla ISNA’nın, 2003’te re- formculara karşı neo-radikallerin ve muhafazakârların görüşlerini yansıtmak amacıyla Fars Haber Ajansı’nın (FHA) kurulmasıyla sona erdi. Devrim Muhafızları ile yakın işbirliği içindeki direktörler tarafından yönetilen FHA, bu- gün İran’daki en etkili haber ajansı olarak görülmektedir. Ayrıca, 42 milyondan fazla internet kullanı- cısının olduğu İran’da çok sayıda internet haber sitesi ve düzenli olarak güncellenen 60 binden faz- la kişisel blog hesabı vardır. Tabnak, Asr-e Iran ve Khabaronline en çok ziyaret edilen haber siteleridir.
Medyadaki çeşitlenmeye rağ- men İran halkının yüzde 80’inin temel haber kaynağı radyo ve te- levizyondur. Radyo ve televizyon yayıncılığı devletin tekelindedir ve bu tekel İran İslam Cumhuriyeti Radyo ve Televizyon Yayıncılığı Kurumu’na (IRIB) verilmiştir. IRIB, yürütme, yargı ve yasama temsilcilerinden oluşan bir kuru- lun gözetimi altında faaliyet yü- rütmektedir, fakat genel müdü- rü doğrudan Rehber tarafından atanmaktadır. IRIB bünyesinde 8 ulusal, 29 yerel televizyon kanalı ile 50’ye yakın ulusal ve yerel radyo kanalı vardır. Al-Alam ve Press TV gibi uluslararası televizyon kanal- ları da IRIB’in idaresi altındadır.
Radyo ve televizyon yayıncılığı- nın devlet tekelinde olduğu İran’a yönelik olarak uydu üzerinden ya- yın yapan çeşitli televizyon kanal- ları vardır. Bir kısmı yabancı hükü- metler ile rejim karşıtı gruplar ta- rafından desteklenen bu tür yayın- ları engellemek için 1994’te çanak antenler yasaklanmıştır. Bu yasağa
rağmen İranlıların en az yüzde 40’ı uydu üzerinden uluslararası yayın- lara ulaşabilmektedir.

İran Medyasının Görünümü

Basın özgürlüğü konusunda ağır sorunlarla karşı karşıya olsa da izin verilen sınırlar çerçevesinde faal olan İran medyası oldukça çeşitli ve canlıdır. Belli başlı yayın organ- larının hemen hepsi rejim içinde belirli siyasi grup, kişi veya kurum tarafından himaye edilmektedir. Kurumsal bağlantılarına ve yayın
politikalarına göre İran medyası beş ana gruba ayrılabilir.

Bir kere medyanın bir kısmı doğrudan Rehber Hamenei’ye bağ- lıdır. Yukarıda değinildiği gibi rad- yo ve televizyon yayıncılığı tekelini elinde bulunduran IRIB doğrudan Rehber Hamanei’ye bağlıdır. IRIB, Jam-e Jam adında günlük bir gazete ile çeşitli haftalık ve aylık dergiler yayınlamaktadır. Doğrudan hükü- mete bağlı olmadığından IRIB’in yayın politikası hükümet değişik- liklerinden pek etkilenmemekte- dir. Devrim öncesinden beri yayın hayatında olan Kayhan gazetesi ile İran’ın en eski gazetesi olan Ette- laat’ın genel yayın yönetmenleri Rehber Hamanei’nin temsilcileri- dir ve onun tarafından atanmakta- dır. Meşhed merkezli yayımlanan fakat bütün ülkede dağıtılan Kho- rasan ve Qods gazeteleri de Rehber- lik Ofisi’nin denetiminde faaliyet
yürütmektedir. Bir zamanlar İslami İran Partisi’nin yayın organı olan Jomhour-e İslami gazetesinin ruh- satı da hala Hamanei’nin üzerin- dedir. Bu gazeteler genellikle ‘Ha- manei’nin görüşleri doğrultusunda yayın yapmaktadır.
İkinci grupta ‘milli medya’ olarak da anılan, hükümete bağ- lı yayın organları yer almaktadır. Bu grubun başında devletin resmi haber ajansı IRNA ile IRNA’nın günlük gazetesi İran gelmektedir. Yanı sıra hükümete bağlı çeşitli ku- rumlar tarafından işletilen ISNA, ILNA ve Mowj gibi haber ajansları bu grupta sayılabilir. Bu gruptaki basın, doğrudan hükümete bağlı olduğundan çoğu zaman iktidar- daki siyasi eğilime göre yayın yap- maktadır.
Üçüncü grupta reformcu yayın organları sayılabilir. Büyük ölçü- de reformcu din adamları grubu Ruhaniyun’un görüşlerini yansıtan Afetab-e Yazd, Milli İtimat Partisi üyesi Elias Hazrati tarafından çıka- rılan Etemad ve 2002’den beri dört defa kapatılan Shargh başlıca refor- mcu gazetelerdir. Yanı sıra Chas- hmandaz-e Iran, Nasim-e Bidari, Mehrname ve Gozaresh dergileri bu grupta yer almaktadır. Asr-e Iran, Fararu, Diplomasi-yi İrani isimli internet haber siteleri de reformcu çizgide yayın yapmaktadır.
Hamanei’ye bağlı olmayan ama geleneksel muhafazakâr çiz- gide yayın yapan gazeteler ayrı bir grupta toplanabilir. Resalat ve Hamshahri gazeteleri bu çerçe- vede önce çıkmaktadır. Resalat, Tahran pazarına yakınlığı ile bi- linen Motelefeh Partisi ve İslami Mühendisler Derneği’nin görüş- lerini yansıtmaktadır. Bir zamanlar reformcuların en etkili gazetesi ola- rak görülen Hamshahri ise Tahran Belediyesi’ne bağlı olduğundan 2003’ten beri muhafazakâr çizgi- de yayın yapmaktadır. Hamshahri yayın grubu bünyesinde Hamshah- ri Diplomatik dâhil çeşitli süreli yayınlar bulunmaktadır.
Son olarak, bir zamanlar Cum- hurbaşkanı Ahmedinejad’ı sıkı bir şekilde destekleyen, şimdi Ruhani hükümetini en sert şekilde eleştiren yayın organları, neo-radikal olarak adlandırılabilecek bir grupta top- lanabilir. Vatan-e Emrooz ve Javan gazeteleri, Fars ve Tasnim haber ajansları ile Rajanews ve Mashre- ghnews isimli internet haber siteleri bu çerçevede görülebilir.

Ruhani döneminde medya ve siyaset

Ruhani, cumhurbaşkanı olduktan sonra medya ile ilgili iki ayrı mü- cadele içerisine girdi. Bunlardan birisi İran medyası üzerinde etki- sini artırmaktı. Zira, seçimle işba- şına gelen iktidarın yapısal olarak sınırlandırıldığı İran rejiminde ba- sın, hükümetin elindeki en önemli araç haline gelmektedir. Hüküme- te bağlı basının yanı sıra reformcu basın, siyasi ve toplumsal sahada varlık göstermenin tek yolu ola- rak Ruhani hükümetini destekle- mektedir. Geleneksel muhafazakâr basın da Ruhani hükümetini bazı açılardan desteklemektedir. Dola- yısıyla hükümet kendisine bağlı basın organlarının yanı sıra refor- mcu ve geleneksel muhafazakâr basında da etkili olmaktadır. Ne var ki bu kesin ve sınırsız bir des- tek değildir ve bu gruplar hükü- metin başarılarına sahip çıkarken, zayıflıklarından uzak durmaktadır.

Muhaliflerine göre Ruhani hükü- meti bu zayıflığını telafi etmek ve gücünü pekiştirmek için bir taraf- tan Ahmedinecad hükümetlerini ağır bir şekilde eleştirmektedir, diğer taraftan toplumu mutedil ve aşırı diyerek iki kutba ayırmaktadır. Bu gazeteciler, cumhurbaşkanının düzenlediği toplantılarda kendile- rine söz hakkı verilmemesinden, Cumhurbaşkanının programlarına kendi yayın organlarının dâhil edil- memesinden şikâyetçi olmaktadır.

22 Temmuz 2015’te Kültür Ba- kanlığı tarafından basına, İran nük- leer haberlerinin verilmesinde dik- kat edilmesi gereken hususlarla ilgili gizli bir bilgi notu gönderildi. Ba- kanlık Sözcüsü Hossein Noushaba- di, bu notun Ulusal Yüksek Güven- lik Konseyi kararları doğrultusunda gönderildiğini ve Konsey’in kararı- nın herkes için bağlayıcı olduğunu söyledi. Nitekim, yayınlarında bu nota riayet etmeyerek nükleer görüşmeleri sert şekilde eleştiren 9-Dey isimli gazetenin ruhsatı iptal edildi ve Kayhan gazetesi uyarıldı. Bu, hükümetin basın üzerindeki kontrolünü artırma çabasının en somut delili olarak görülmektedir. Fakat medya üzerindeki baskı- lar yalnızca Ruhani hükümetinin muhaliflerini değil, reformcu bazı yayın organlarını da hedef almıştır. Örneğin, Ekim 2014’te Entekhab adlı internet sitesine erişim geçici olarak engellendi; Ayetullah Mon- tazeri’nin ölüm yıldönümüyle ilgili yaptığı haberden dolayı Roozan ga- zetesinin yayını durduruldu. Tanın- mış reformcu gazeteci Muhammed Quchani’nin Şubat 2014’te ruhsat alabildiği Aseman gazetesi, ‘kısas uy- gulamasını’ eleştiren bir yazı nede- niyle sadece altı sayı çıktıktan sonra kapatıldı.
Muhaliflerinin, “medyayı kont- rol etmeye çalıştığı” iddiasına kar- şılık Cumhurbaşkanı Ruhani, muhtelif konuşmalarında nükleer müzakerelerin medyada haksız yere eleştirilmesinden, hükümetin çeşitli alanlarda kaydettiği önemli adımla- rın medyada yeterince yer bulma- masından şikâyet etmiştir. Hatta bir konuşmasında devlet televizyonu “IRIB’in yüzde yüz hükümet aley- hinde olduğunu” ileri sürmüştür. Hükümetin IRIB Yönetim Kuru- lu’ndaki temsilcisi ve Ruhani’nin kültür işlerinden sorumlu danış- manı Husameddin Ashna, IRIB yönetiminin, Yönetim Kurulu’nun kararlarını uygulamaya geçirmede ayak dirediğini söyledi. İran Ulusal Gazeteciler Günü’nde yaptığı ko- nuşmada, zayıf medya organlarının üzerinde güçlü bir denetim olduğu halde güçlü yayın organları üzerin- de neredeyse hiç denetim olmadı- ğını ifade eden Ashna, Ettelaat ve Kayhan gazetelerinin bazı yayınla- rını örnek vererek, “neden bunların aleyhinde bir işlem yapılamıyor” di- ye sordu.

Ruhani hükümetinin medya ile ilgili ikinci adımı basın özgür- lüğünün alanını genişletmekti. Bu çerçevede, Ruhani 2009’da kapa- tılan gazeteci örgütü Basın Birliği dâhil sivil toplum kuruluşlarının yeniden açılmasını vaat ettiği hal- de bu konuda somut bir adım atı- lamamıştır. Keza, Kültür Bakanı Ali Cenneti’nin, Mart 2014’te yaptığı bir konuşmada İran’ın 1979’dan beri internet filtreleme dâhil bilgi akışını kontrol etmek için aldığı önlemlerin ‘absürd’ olduğunu söy- lemesi, yeni bir tartışmayı alevlen- dirdi. Tahran Cuma İmamı Mu- hammed Ali Movahedi-Kermani, Kültür Bakanı’nın “düşmanların

İran toplumuna tehlikeli kültürü aşılamasını önlemek için tedbir al- ması” gerektiğini söyledi. Keza You- tube, Facebook ve Twitter gibi popü- ler sosyal medya ağlarına erişim hala engellenmektedir.
Sonuç olarak, Cumhurbaşka- nı Ruhani, basın özgürlüğünün alanının genişletilmesi ve basının kontrol edilmesi amacıyla iki bü- yük oyuna girmiş, ama bir sonuç alamamıştır. Üstelik, ilk defa bu dönemde, reform hareketinin en önemli yüzü olan Muhammed Ha- temi’nin fotoğraflarının medyada yer alması yasaklanmış, medyanın alanı biraz daha daralmıştır.

Yrd. Doç. Dr., Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, ORSAM Danışmanıpage4image37216
ORTADOĞU ANALİZ, Kasım-Aralık 2015 Cilt: 7 Sayı: 71 
http://www.orsam.org.tr/files/OA/71/12.BayramSinkaya.pdf

Comments

Popular posts from this blog

Geçmişten Günümüze Türkiye’nin Ortadoğu Politikası ve Batı Etkisi

ORTADOĞU’DA BÖLGESEL BİR GÜÇ OLARAK İRAN

İRAN-P5+1 MÜZAKERELERİ: TEMKİNLİ VE İYİMSER