İRAN-YEMEN İLİŞKİLERİ VE ENSARULLAH HAREKETİ
İRAN-YEMEN İLİŞKİLERİ VE
ENSARULLAH HAREKETİ
Arap Baharı’ndan yakından etkilenen ülkelerden birisi Yemen oldu. Körfez İşbir-
Arap Baharı’ndan yakından etkilenen ülkelerden birisi Yemen oldu. Körfez İşbir-
liği Konseyi’nin arabuluculuğun-
da iktidar ile ‘muhalif’ hareketler
arasında yapılan müzakereler sonu-
cunda 1978’den beri Yemen’i yö-
neten Ali Abdullah Salih, Kasım
2011’de yetkilerini yardımcısı A.
Mansur Hadi’ye devretti. Hadi,
Şubat 2012’de tek aday olarak
girdiği seçimlerde yeni cumhur-
başkanı oldu. Mart 2012’de te-
mel sorunların çözümü amacıyla
bütün siyasi partilerin katıldı-
ğı “Ulusal Diyalog Konferansı” başladı. Şiddet fazla tırmanmadan
müzakere yoluyla sağlanan bu ge-
çiş, birçok çevrede memnuniyetle
karşılandı. Hatta Suriye’de soruna
çözüm için önerilen yöntemlerden
birisi “Yemen Modeli” idi. Fakat is-
yancı Husi aşiretinin liderliğindeki
silahlı Ensarullah Hareketi Eylül 2014’te başkent Sana’yı ele geçirdi.
Cumhurbaşkanı Hadi ile Husiler
arasında bir mutabakat anlaşma-
sı yapıldıysa da taraflar arasındaki
sorunların çözülememesi nedeniyle
6 Şubat 2015’te Ensarullah yöne-
timi ele aldı. Ensarullah’ın iktidarı
ele geçirmesinin ‘darbe’ mi yoksa
‘devrim’ mi olduğu tartışmaları
bir yana, bu süreçte en çok dikkat
çekilen faktörlerden birisi İran’ın
rolü oldu.
İran-Yemen İlişkileri
Yemen’deki gelişmeler, İran dış politikasının önceliklerinden biri- si değildir. Nitekim neredeyse on
İran-Yemen İlişkileri
Yemen’deki gelişmeler, İran dış politikasının önceliklerinden biri- si değildir. Nitekim neredeyse on
yıldır iki ülke arasında karşılıklı üst
düzey ziyaret yapılmamıştır. İki ül-
ke arasında ilişkilerin bu denli dü-
şük düzeyde olmasının bir sebebi,
Yemen’in İran’ın stratejik ilgi ala-
nının ötesinde olması ise diğer bir
sebebi Suudi Arabistan ile mütte-
fik olan Yemen yönetiminin müte-
madiyen İran’ı ülkede istikrarsızlık
yaratmaya çalışmakla suçlamasıdır.
Özellikle 2004’te Seyyid Hüseyin
Bedreddin El-Husi’nin önderliğin-
de başlayan ilk Husi isyanından
beri İran, isyancıların destek aldı-
ğı olağan şüpheli ülkelerden birisi
olarak görülmüştür. Husilerin Şiili-
ğin Zeydi koluna mensup olmaları
ve İran yönetiminin dış politikada
Şii jeopolitiğini etkili bir araç ola-
rak kullanmaya çalışması, bu iddia-
lara temel teşkil etmiştir. Zeydi ol-
malarına rağmen Husilerin dini ve
ideolojik olarak İran’a daha yakın
olduğu, Seyyid Bedreddin’in İranlı
din adamları ile bağlantılı olduğu
ileri sürülmüştür.
Yemen, Suudi Arabistan ve ABD, yıllardır İran’ın isyancı Husi- lere silah desteği verdiğini iddia et- mektedir. Bu çerçevede değişik za- manlarda Kızıldeniz’de durdurulan bazı gemilerde İran’ın Husiler için sevk ettiği silahların bulunduğu id- dia edilmiştir. Silah sevkiyatlarının yanı sıra İran Devrim Muhafızla- rı’nın Husi milislerini eğittiği ve isyancılara finansal destek sağladığı iddiaları da ortaya atılmıştır. Fakat hem İran yönetimi hem de Husiler bu iddiaları reddetmiştir.
Yemen’de iktidarın değişimi sü- recinde de İran düşük profilli bir siyaset izlemiştir. Dışişleri Bakan- lığı Sözcüsü, Yemen hükümetinin protestocuları şiddetle bastırmasın- dan ‘derin kaygı’ duyduğunu ifade etmekle yetinmiş ve ‘devrimcilere’ dolaylı destek vermiştir. Fakat Ali
Yemen, Suudi Arabistan ve ABD, yıllardır İran’ın isyancı Husi- lere silah desteği verdiğini iddia et- mektedir. Bu çerçevede değişik za- manlarda Kızıldeniz’de durdurulan bazı gemilerde İran’ın Husiler için sevk ettiği silahların bulunduğu id- dia edilmiştir. Silah sevkiyatlarının yanı sıra İran Devrim Muhafızla- rı’nın Husi milislerini eğittiği ve isyancılara finansal destek sağladığı iddiaları da ortaya atılmıştır. Fakat hem İran yönetimi hem de Husiler bu iddiaları reddetmiştir.
Yemen’de iktidarın değişimi sü- recinde de İran düşük profilli bir siyaset izlemiştir. Dışişleri Bakan- lığı Sözcüsü, Yemen hükümetinin protestocuları şiddetle bastırmasın- dan ‘derin kaygı’ duyduğunu ifade etmekle yetinmiş ve ‘devrimcilere’ dolaylı destek vermiştir. Fakat Ali
Abdullah Salih’in iktidardan çekil-
diği süreçte İran’ın hiçbir rolü ol-
mamış, süreç büyük ölçüde Suudi
Arabistan’ın inisiyatifinde yürü-
müştür. Hadi’nin cumhurbaşkanlı-
ğı döneminde İran-Yemen ilişkileri
daha da zayıflamıştır. Bir taraftan
İranlı diplomatlar Yemen’de defa-
larca saldırıya uğramıştır. Temmuz
2013’te İranlı bir diplomat kaçırıl-
mış, Ocak 2014’te İranlı diplomat
Ali Asghar Asadi vurularak öldü-
rülmüştür. Aralık 2014’te İran Bü-
yükelçisinin Sana’daki rezidansına
bombalı saldırı düzenlenmiştir. Di-
ğer taraftan Cumhurbaşkanı Hadi,
bu dönemde de devam eden Husi
isyanından İran’ı sorumlu tutmuş,
İran yönetimini hem Husileri hem
de güneyli ayrılıkçı hareket Hirak’ı
desteklemekle itham etmiştir. Tem-
muz 2012’de Yemen’de faaliyet
gösteren İranlı ajanların yakalan-
dığı duyurulmuş, 2013’te Husile-
re silah temin ettiği öne sürülen
bir gemiye daha el konulmuştur.
Hadi’nin İran karşıtı açıklamala-
rı ilerleyen zamanlarda da devam
etmiştir. Husilerin Eylül 2014’te
başkent Sana’ya girmelerinden
sonra Hadi’nin İran’dan arabulu-
culuk yapmasını istediği iddiaları
ortaya atılmışsa da bu yönde bir
gelişme kaydedilmemiştir. İran Dı-
şişleri Bakanlığı, Husiler ile Hadi
arasında varılan mutabakat anlaş-
masından duyduğu memnuniyeti
ifade etmiştir.
Bununla birlikte Eylül ayından itibaren İran’dan gelen açıklama- larda resmi hükümet yetkilileri- nin beyanlarından farklı mahiyet- te söylemler öne çıkmaya başladı. Husilerin Sana’yı ele geçirmesin- den sonra paramiliter Besic Teşki- latının Komutanı M. Reza Nakdi, Yemen halkına hitaben yayınladığı mesajda Yemen milletinin zaferini tebrik etti ve onları Batılıların Ye- men devrimi karşıtı komplolarına karşı uyanık olmaya çağırdı. İran ile Husiler arasındaki ilişkiyi gös- terir mahiyetteki en yüksek düzeyli açıklama eski Dışişleri Bakanı ve hâlihazırda Ayetullah Hamanei’nin uluslararası ilişkiler danışmanı Ali Ekber Velayeti’den geldi. Velayeti, 18 Ekim 2014’te Yemen’den gelen bir grup din adamıyla görüşmesin- de Ensarullah’ın lideri Abdulme- lik Husi’nin Yemen devrimindeki önderliğinden duyduğu memnu- niyeti ifade etti ve ‘Hizbullah’ın Lübnan’da üstlendiği rolü, Ensa- rullah’ın da Yemen’de üstlenmesini umut ediyorum’ dedi. Velayeti, İs- lam Cumhuriyeti’nin Ensarullah’ı İslami uyanış hareketinin bir par- çası olarak gördüğü için destekle- diğini ifade etti.
Yrd. Doç. Dr., ORSAM
Danışmanı, Yıldırım Beyazıt
Üniversitesi
Ortadoğu Analiz, Mart-Nisan Cilt: 7 Sayı: 67, s.60-62.
http://www.orsam.org.tr/files/OA/67/15bayramsinkaya.pdf
Bununla birlikte Eylül ayından itibaren İran’dan gelen açıklama- larda resmi hükümet yetkilileri- nin beyanlarından farklı mahiyet- te söylemler öne çıkmaya başladı. Husilerin Sana’yı ele geçirmesin- den sonra paramiliter Besic Teşki- latının Komutanı M. Reza Nakdi, Yemen halkına hitaben yayınladığı mesajda Yemen milletinin zaferini tebrik etti ve onları Batılıların Ye- men devrimi karşıtı komplolarına karşı uyanık olmaya çağırdı. İran ile Husiler arasındaki ilişkiyi gös- terir mahiyetteki en yüksek düzeyli açıklama eski Dışişleri Bakanı ve hâlihazırda Ayetullah Hamanei’nin uluslararası ilişkiler danışmanı Ali Ekber Velayeti’den geldi. Velayeti, 18 Ekim 2014’te Yemen’den gelen bir grup din adamıyla görüşmesin- de Ensarullah’ın lideri Abdulme- lik Husi’nin Yemen devrimindeki önderliğinden duyduğu memnu- niyeti ifade etti ve ‘Hizbullah’ın Lübnan’da üstlendiği rolü, Ensa- rullah’ın da Yemen’de üstlenmesini umut ediyorum’ dedi. Velayeti, İs- lam Cumhuriyeti’nin Ensarullah’ı İslami uyanış hareketinin bir par- çası olarak gördüğü için destekle- diğini ifade etti.
Husilerin/Ensarullah’ın Şu-
bat 2015’te iktidarı ele geçirmesi,
Körfez ülkelerinin tepkisini çekti.
Sana’daki büyükelçiliklerini kapa-
tan Körfez ülkeleri, BM Güvenlik
Konseyi’ne Yemen’deki ‘darbeyi
durdurma’ çağrısında bulundu. Bu
gelişme İran’da ise memnuniyetle
karşılandı. Hükümet çevreleri daha
ihtiyatlı açıklamalar yaptığı halde
resmi medya Yemen’deki gelişme-
leri ‘devrim’ olarak gördü ve Şubat
ayında Tahran’daki devrim kutla-
malarında Abdulmelik Husi’nin
posterleri açıldı. İslam Cumhuri-
yeti rejiminin önde gelen isimlerin-
den Natık Nuri, İran Devrimi’nin
Yemen’e ihraç edildiğini söyledi.
Devrim Muhafızları Ordusu Ko-
mutanı Yardımcı Hüseyin Salami,
Ensarullah’ın Lübnan’da Hizbul-
lah’ın benzeri olduğunu ifade etti.
Ensarullah Yemen’in Hizbullahı
mı?
Hem İran çevrelerinde hem de İran’ın bölgesel politikalarından rahatsız olanlar arasında gerek Ye- men siyasetindeki konumu, ge- rekse İran ile bağlantısı nedeniyle Ensarullah’ı Lübnan Hizbullahı’na benzetme eğilimi yaygındır. Böyle bir değerlendirme İran’ın bölgesel gücünün ne boyuta geldiğini gös- termesi açısından çarpıcıdır. Fakat Hizbullah ile Ensarullah arasında önemli farklar vardır ve bu neden- le böyle bir değerlendirmede bu- lunmak için henüz erkendir. Her şeyden önce Hizbullah doğrudan İran’ın elinde kurulmuşken, Ensa- rullah hareketi yerli bir harekettir. İran yönetimi Hizbullah ile ara- sındaki ilişkiyi açıkça savunurken Husilerle ilişkisi aynı derecede net değildir.
Ensarullah’ın yükselişini İran’a bağlamak ve Şii yükselişiyle ilişki- lendirmek, Yemen’deki iç dinamik- lerin etkisinin ihmal edilmesine ve indirgemeci sonuçlara varılmasına neden olmaktadır. Husiler, Şiiliğin Zeydi koluna mensuptur ve Husi lideri Zeydiliği canlandırma arayı- şındadır. Ama Husiler Yemen’deki Zeydi aşiretlerden sadece birisidir. Üstelik diğer Zeydilerin önemli bir kısmı Husileri Caferi/İmamiye mezhebine geçmiş olmakla itham etmektedir. Dolayısıyla Husi ha- reketini Şii hareket olarak adlan- dırmak yanıltıcı olabilir. Bununla birlikte Yemen’de ve bölgede ilerle- yen zamanlarda siyasi gelişmelerin seyrine bağlı olarak, özellikle me- selenin bölgesel ve aşiret boyutları ihmal edilerek doğrudan Şii-Sünni mücadelesine indirgenmesi ve bu algının yaygınlaşması durumunda Zeydiler, Husilerin etrafında bir- leşebilir.
Hem İran çevrelerinde hem de İran’ın bölgesel politikalarından rahatsız olanlar arasında gerek Ye- men siyasetindeki konumu, ge- rekse İran ile bağlantısı nedeniyle Ensarullah’ı Lübnan Hizbullahı’na benzetme eğilimi yaygındır. Böyle bir değerlendirme İran’ın bölgesel gücünün ne boyuta geldiğini gös- termesi açısından çarpıcıdır. Fakat Hizbullah ile Ensarullah arasında önemli farklar vardır ve bu neden- le böyle bir değerlendirmede bu- lunmak için henüz erkendir. Her şeyden önce Hizbullah doğrudan İran’ın elinde kurulmuşken, Ensa- rullah hareketi yerli bir harekettir. İran yönetimi Hizbullah ile ara- sındaki ilişkiyi açıkça savunurken Husilerle ilişkisi aynı derecede net değildir.
Ensarullah’ın yükselişini İran’a bağlamak ve Şii yükselişiyle ilişki- lendirmek, Yemen’deki iç dinamik- lerin etkisinin ihmal edilmesine ve indirgemeci sonuçlara varılmasına neden olmaktadır. Husiler, Şiiliğin Zeydi koluna mensuptur ve Husi lideri Zeydiliği canlandırma arayı- şındadır. Ama Husiler Yemen’deki Zeydi aşiretlerden sadece birisidir. Üstelik diğer Zeydilerin önemli bir kısmı Husileri Caferi/İmamiye mezhebine geçmiş olmakla itham etmektedir. Dolayısıyla Husi ha- reketini Şii hareket olarak adlan- dırmak yanıltıcı olabilir. Bununla birlikte Yemen’de ve bölgede ilerle- yen zamanlarda siyasi gelişmelerin seyrine bağlı olarak, özellikle me- selenin bölgesel ve aşiret boyutları ihmal edilerek doğrudan Şii-Sünni mücadelesine indirgenmesi ve bu algının yaygınlaşması durumunda Zeydiler, Husilerin etrafında bir- leşebilir.
Husi isyanı özü itibariyle bölge-
sel bir isyandır, ancak Ensarullah’a
dönüşerek Yemen ulusal siyasetinin
aktörlerinden birisi olmuştur. Do-
layısıyla Husi-Ensarullah hareketi
siyasi kimliğini yeniden tanımla-
maktadır. Bu çerçevede, Ensarullah
kendisini eski rejimin, dolayısıyla
Salih ve Hadi hükümetlerinin des-
tekçileri olarak görülen Suudi Ara-
bistan ile ABD’nin karşısında bir
yere konumlandırmaktadır. Ayrıca,
Yemen içindeki Selefi ve El-Kai-
deci akımlara karşı bir duruş ser-
gilemektedir. Yemen’in güneyinde
daha etkili olan Arap Yarımadası
El-Kaidesi bazı Amerikan ve Ye-
men ordusunun müdahalelerine
rağmen son zamanlarda gücünü
artırmış, hatta bölgeleri kontrol al-
tına almıştır. Bu süreçte El-Kaide
de form değiştirmiş ve Ensarulşeria
adını almıştır. El-Kaide’yi ve Sele-
filiği tehdit olarak ilan eden Ensa-
rullah, Yemen halkının El-Kaide’ye
karşı birleşmesi çağrısında bulun-
muş ve El-Kaide’nin kontrol ettiği
bölgelere yönelmiştir. Abdülmelik
Husi, Hadi yönetimini El-Kaide’ye
karşı mücadele etmemekle eleştir-
miş ve ordunun yapmadığı işi ken-
dilerinin yaptığını ileri sürmüştür.
Husiler ile İran arasında çeşitli düzeylerde bağlar varsa da bu Hu- silerin doğrudan İran’ın bölgedeki vekilleri olduğu anlamına gelme- mektedir. İran’dan gelen destek açıklamaları hareketi kontrol etme ve yönlendirme teşebbüsü olarak görülebilir. Fakat Yemen’deki ge- lişmelerin Şii-Sünni mücadelesine dönüş(türül)mesi ve ‘Sünni’ dün- yadan izole edilmesi Ensarullah’ı muhakkak İran’a daha fazla yakın- laştıracaktır.
Husiler ile İran arasında çeşitli düzeylerde bağlar varsa da bu Hu- silerin doğrudan İran’ın bölgedeki vekilleri olduğu anlamına gelme- mektedir. İran’dan gelen destek açıklamaları hareketi kontrol etme ve yönlendirme teşebbüsü olarak görülebilir. Fakat Yemen’deki ge- lişmelerin Şii-Sünni mücadelesine dönüş(türül)mesi ve ‘Sünni’ dün- yadan izole edilmesi Ensarullah’ı muhakkak İran’a daha fazla yakın- laştıracaktır.
Ortadoğu Analiz, Mart-Nisan Cilt: 7 Sayı: 67, s.60-62.
http://www.orsam.org.tr/files/OA/67/15bayramsinkaya.pdf
Comments
Post a Comment